27 Kasım 2015 Cuma

Bir İLK'e imza atmak... (1. Bölüm)

Bugün AntoninaTurizm gezginleri ile müthiş bir tura başladık. O kadar heyecan verici bir şey ki... Türkiye'de bir ilke imza atıyoruz el birliği ile: Batman-Siirt-Şırnak Kültür Turu...

Grup harika, çoğunluk tanıdığım hatta dostum da olan kişiler. Yeni tanıştıklarım da var ve onlar da çok güzel insanlar.

Ben çok mutluyum, ülkem ve turizm adına çok umutluyum.

Her zaman şunu derim: Kendi ülkeni tanımadıktan sonra, her yerine ayak basmadıktan sonra, tüm dünyayı gezsen ne yazar?

Haydi bakalım başlayalım. Neler yapmışız anlatalım...

Havalimanında başladı mutluluk sevgi dolu yüzleri gördükçe.

Sabahın körü ve İstanbul'da yağmur var. Batman Havalimanı'na indik ve sıcak yüzümüze vurdu. Kuru sıcak, rahatsız etmiyor :)

Ben Foursquare'den check in yapmak için klasik fotoğraf çekmeye çalışıyorum. Bir de ne göreyim sevgili Eda girmiş bile kareye... :)



Sabah saat erken, bir kahvaltı ile başlıyoruz... Batman'da Van kahvaltısı...


Banu kahvaltı etmiyor, kahve içecekmiş yalnızca. İki arada bir derede kafasına Yemen'den aldığı eşarbı sarıveriyor.


İlk durağımız Malabadi Köprüsü... Pek severim. Bir Artuklu sevdalısı nasıl sevmez bu köprüyü? Bir Hasankeyf köprüsü, bir de bu... Sanırım herkes pek beğendi bu güzelliği...





Yola koyulduk. İstikamet Kozluk. Küçük ve şirin bir yer Kozluk, sevdim ben. Sanırım gezginlerimiz de aynı kanıdalar. Öncelikle İbrahim Bey Camii'ne götürdüm herkesi. O kadar güzel ki, mutlaka herkes görsün istiyorum... 1705 yılında Garzan aşiretinden Mustafa Bey oğlu İbrahim Bey yaptırmış. Çok ilginç ve hoş detayları olan bir cami.





Kozluk'taki mezarlıkta dolaşıp ilginç mezar taşları karşısında nefesimizi tuttuk. Bence bunlar Ezidi mezar taşları.








Yolumuza devam ediyoruz. Veysel Karani... Ben burayı hiç  bu kadar dolu görmemiştim. Kalabalıklar dağıldıktan sonra çektim fotoğrafları...



Ve Siirt'teyiz. Yemek molası verip şehirde dolaşmaya başlıyoruz. İlk durak Siirt Ulucamii.




1129'a tarihlenen bu güzeller güzeli Ulucami'nin firuze çinilerine hayran kalırken, yapılmış olan kötü ötesi restorasyon yüzünden hayıflandık...

Bu arada şu iki fotoğrafı alt alta bir inceleyin bakalım...




Ulucami'de bayağı bir zaman geçirdik ve sonrasında Siirt sokaklarını arşınlayarak  Cumhuriyet Camii'ne geldik. Bence orada eskiden bir kilise vardı. Şapel de olabilir tabii... Ama vardı bir şey.



Siirt çarşısında Siirt battaniyesi üretenlerin çalışmalarını izledik.






Çok eğlendik çarşıda...








Tillo'dayız... İlk durağımız Işık Hadisesi'nin gerçekleştiği nokta: Kal'at-ül Üstad. Sanırım herkes etkilendi İsmail Fakirullah Hz ve Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz'nin hem hayatlarından, hem yaptıklarından... Burası o kadar güzel kiiiiii...


... herkes çıldırdı :) Herkesin aklı başından gitti. Uçurumların kenarında yürümeler, hoplamalar, zıplamalar... Allahım, aklıma mukayyet ol dedim habire. :)



Neyse, indik Tillo merkeze. İlk durak İsmail Fakirullah Hz Türbesi. Ah, İsmail Fakirullah Hz, ne severim ben seni...



Ammo Yusuf bize çay hazırlamış.




Tillo'da ne kadar türbe varsa gezdik. Aslında biz bugün çocuklar gibi şendik!


Şimdi Siirt'teki otelimiz Barden'de yemek sonrası dinlenirken düşünüyorum, bu gerçekten çok güzel bir şey, bir ilk... Evet, Türk Turizmi'nde bir ilk gerçekleşiyor, benim de yarın ve bir sonraki gün programları nedeniyle kalbim küt küt atıyor mutluluktan: Cizre, Şırnak ve Kartmin - İdil arası köyler...

(31 Mayıs 2014 tarihli yazımdır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder